-- A --
Aboo : Çok, aşırılığı ifade
etmek için ünlem sözü.Hayret ve şaşkınlık ifade eder.
Acaplamak : Ayıplamak
Acık :Daha az.
Ana : Anne.
Anız : Biçilen arpa buğdayın tarlada kalan köklü sapı.
Alama : Avuç içini dolduracak kadar büyükçe taş.
Ahır : Hayvanların barındığı yer.
Ana : Anne.
Anız : Biçilen arpa buğdayın tarlada kalan köklü sapı.
Alama : Avuç içini dolduracak kadar büyükçe taş.
Ahır : Hayvanların barındığı yer.
Akalım : Bekleyeyim ,bakalım.
Aken : Yapılması istenen
eylemi tamamlayıcı bir sözcük.(örnek : ver aken : ver bakalım)
Alaf : Hayvanların saman yediği yer.
Alaf : Hayvanların saman yediği yer.
Alaf : Alev,Ateş
An : Tarla sınırı
Analık : Gelin ya da damadın
eşlerinin anneleri.
Andifili :Kaş
Anlanmak: Özellikle atın,
eşeğin ve katırın yere yatarak ileri geri yuvarlanması.
Anlancak : Hayvanların yatıp
yuvarlanmayı alışkanlık ettikleri yerlere denir.
Anız : Tarladaki ekilerin
orakla biçildikten sonra tarlada kalan kısmın genel adı.
Anırtlamak :Taşı
veya yumruğu atacak veya vuracak şekilde hazır tutmak.
Antelle :Antalya
Anırma :Eşeğin ses çıkarması
Apalamak :Dört ayak üstü
yürümek
Apıcarası : İki ayak arasında
cinsel organın bulunduğu kısım.
Apışlamak : Ayakları açık
vaziyette durmak.
Ağdırmak :Hayvanları yokuş
yukarı sürmek.
Ayakaltı : Harmanda ağıl
halindeki ekin saplarının atlarla ezilerek üzerinde yürününebilecek hale
getirilip harmana yayılması.Meydan, yer.
Ayakyonu : Tuvalete gitme işi
Ayınoyun : Değişik, ıvır zıvır
anlamında.
Avk : Hile
Aval aval bakmak : Boş boş,
anlamamış gibi bakmak.
Avı : Zehirli ot.
-- B --
Babıç : Ayakkabı
Babıç : Ayakkabı
Baça :Bahçe
Barabar :Beraber
Başını bağlamak :
Evleneneceğine karar vermek ve evleneceği kişiyi seçmek.evlendirmek
Baylan : Yaramaz,dikkat
etmeyen.
Bılla : Erkeğin kız kardeşi.
Boba :Baba
Bobalık : Gelin yada damadın,
eşlerinin babaları.
Boccalamak :Hafif karıştırarak
az pişirmek.
Boça : Yeni evlenecek çiftler
için yazırlanan giyiym ve süs eşyalarından oluşan işlemeli bez veye paket
Borda : Burada.
Borda : Burada.
Beri :Yakın
Börülce : Fasulye
Börülce : Fasulye
Böyün :Bu gün
Bisi : Kedi.
Bisi : Kedi.
Budarası : Kadınların iki bacak
arası.
Büvelek : Hayvanları sokan sinekten büyük böcek.
Bülük : Küçük erkek çoçuğun erkeklik organı.
Büvelek : Hayvanları sokan sinekten büyük böcek.
Bülük : Küçük erkek çoçuğun erkeklik organı.
Bülükcü : Sünnetçi.
Bıza : Buzağı
Bızalamak : Sığırın doğurması.
Bide : Bir defa daha anlamında.
Bızalamak : Sığırın doğurması.
Bide : Bir defa daha anlamında.
Bidene :Bir ,bir tane.
Bitek :Bir.
Biyol : Bir defa.
Banmak : Tadına bakmak.
Bılamak : Karıştırmak.
Biyol : Bir defa.
Banmak : Tadına bakmak.
Bılamak : Karıştırmak.
-- C --
Cavır : Çok kötü,zalim.
Cıngırık : Yere çakılan kazık
üzerine yerleştirilen hareketli uzun ağaç. İki tarafına binilerek
döndürülür.
Cibi : Tavuk ya da kuş yavrusu.
Cibi : Tavuk ya da kuş yavrusu.
Cıvara-Cıgara : Sigara.
Cıvık : Sulu.Sıvıya daha yakın
bir durum.
Cıvık Çorba : Eskiden Bulgur ve
ince ezilmiş buğday(yarma) dan yapılan basit sulu aş,yemek.
Cereme : Zarar etme, fazladan masraf etme, zarar ziyan
Cıbıldak : Soyunuk şekilde.
Cuvap : Cevap.
Cereme : Zarar etme, fazladan masraf etme, zarar ziyan
Cıbıldak : Soyunuk şekilde.
Cuvap : Cevap.
-- Ç --
Çatlatmak :Çarpak
Çökelek: Peynir Çeşiti,
"deri peyniri".
Çilte: Oturmak için yapılan küçük yer döşeği.
Çıkı: Ekmek sarılan bez parçası.
Çarık: Hayvan derisi ve lastikten yapılan ayakkabı.
Çapıt: Eski bez veya keçi kılından dokunan yazgı.
Istar: Çuval ve çaput l dokunan tezgah.
Çul: Keçi kılından dokunan yazgı.
Çahıl: Küçük taşlardan oluşan yığıntı.
Çingo : Ağıl ve Ahırların üzerine örtülen Çinko da denilen malzeme.
Çücük: Buğday tohumunun fisillemesi.Kuru soğanın iç çekirdek kısmı.
Çiltim: Üzüm salkımının parçası.
Çiğin: Omuz
Çemiremek: Kadınların üç etek gisilerinin eteklerini yukarı kaldırması veya beline dolaması.
Çilte: Oturmak için yapılan küçük yer döşeği.
Çıkı: Ekmek sarılan bez parçası.
Çarık: Hayvan derisi ve lastikten yapılan ayakkabı.
Çapıt: Eski bez veya keçi kılından dokunan yazgı.
Istar: Çuval ve çaput l dokunan tezgah.
Çul: Keçi kılından dokunan yazgı.
Çahıl: Küçük taşlardan oluşan yığıntı.
Çingo : Ağıl ve Ahırların üzerine örtülen Çinko da denilen malzeme.
Çücük: Buğday tohumunun fisillemesi.Kuru soğanın iç çekirdek kısmı.
Çiltim: Üzüm salkımının parçası.
Çiğin: Omuz
Çemiremek: Kadınların üç etek gisilerinin eteklerini yukarı kaldırması veya beline dolaması.
-- D --
Daa: Uzaktaki yer tarifi.
Dam :Eskiden toprak evlerin
üstü.
Dünye: Dünya.
Dadanmak: Alışmak, tatmak.
Daramantoz: Dağıtmak parçalamak..
Degidi de: Şaşırmak anlamını ifade eden ünlem.
Dabıyat: Huy.
Depmek: Bastırarak doldurmak .
Doru: Atın genç olanı.
Duroo: Dur bekle anlamında ünlem.
Demi: Sözü onaylatmak anlamında kullanılan soru edatı.
Deenek: Bir metreden biraz uzun, ince ağaç parçası.
Deye: Söylüyor anlamında ünlem.
Döğen: Harman döverken hayvanların çektikleri üstü ağaç, altı çakmak taşı olan aygıt.
Dığan: Yemek pişirmeye yarayan tek kollu tencere, "tava"
Dıkaç : Toprak kapların ağızlarını kapamaya yarayan ağaçtan yapılan veya çam kozağından kapak.
Döndüreç: 1. Saç ekmeğini pişirirken döndürmeye yarayan ağaçtan yapılan aygıt.
Dikelmek: Ayakta durmak.
Değmek: Dokunmak.
Dastar: Dokuma bezden yapılmış yöresel baş örtüsü.
Dibek: İri tuz ve kırmızı biber ve baharatları ezme işinde kullanılan kap.
Dıllanmak: Sallanmak
Dünye: Dünya.
Dadanmak: Alışmak, tatmak.
Daramantoz: Dağıtmak parçalamak..
Degidi de: Şaşırmak anlamını ifade eden ünlem.
Dabıyat: Huy.
Depmek: Bastırarak doldurmak .
Doru: Atın genç olanı.
Duroo: Dur bekle anlamında ünlem.
Demi: Sözü onaylatmak anlamında kullanılan soru edatı.
Deenek: Bir metreden biraz uzun, ince ağaç parçası.
Deye: Söylüyor anlamında ünlem.
Döğen: Harman döverken hayvanların çektikleri üstü ağaç, altı çakmak taşı olan aygıt.
Dığan: Yemek pişirmeye yarayan tek kollu tencere, "tava"
Dıkaç : Toprak kapların ağızlarını kapamaya yarayan ağaçtan yapılan veya çam kozağından kapak.
Döndüreç: 1. Saç ekmeğini pişirirken döndürmeye yarayan ağaçtan yapılan aygıt.
Dikelmek: Ayakta durmak.
Değmek: Dokunmak.
Dastar: Dokuma bezden yapılmış yöresel baş örtüsü.
Dibek: İri tuz ve kırmızı biber ve baharatları ezme işinde kullanılan kap.
Dıllanmak: Sallanmak
Dıkas :Kısa boylu şişman.
Didişmek :Hafif yollu
tartışmak,kavga etmek.
Dimidirinin Dölü : (Dimitrinin
dölü) .öfke ve kızgınlık ifade eden bir deyim.
Dengilmek: Otururarak hafif yan yatmak
Dengilmek: Otururarak hafif yan yatmak
Deşelemek : Bir yeri kazarak
karıştırmak.
Duşaklamak: Hayvanların ön ayaklarının birbirine iple bağlanması.
Dangıramak: Yüksek sesle kalın ve zevksiz konuşmak.
Dakmak: Bağlamak.
Dıkım: Bir parça ya da, bir lokma yiyecek.
Dinelmek: Beklemek
Duşaklamak: Hayvanların ön ayaklarının birbirine iple bağlanması.
Dangıramak: Yüksek sesle kalın ve zevksiz konuşmak.
Dakmak: Bağlamak.
Dıkım: Bir parça ya da, bir lokma yiyecek.
Dinelmek: Beklemek
Dünek : Tavukların barınağı.
Dünemek : Yerleşmek,durmak,
Dıkamak: Kapamak.
Dıkamak: Kapamak.
-- E --
Eğnel:Ekin biçerken iznenen
yol.
Eğirmek: Örmek, birleştirmek.
Elilen : Eskiden içinde el
yıkanan veya abdest alınan ortası çukur bakır kap,leğen.
Emme: " Ama " anlamında kullanılır
Emme: " Ama " anlamında kullanılır
Emzik : Kabların ağzından ayrı
açılan delik.
Ende : Elindeki, o,şu bu anlamında.
Ende : Elindeki, o,şu bu anlamında.
Esiren : Ocaktan kül almak için
demirden yapılan yassı alet
Eyer :Atın sırtına konan
oturmaya yarayan semer.
Eyi: İyi.
Evmek: Acele etmek.
Evmek: Acele etmek.
Evlek : Arzinin veye tarlanın
belli bir kısmı.Ömür.Birlikte yaşama anlamında.
-- F --
Fıçı: Bidon.
Fıydırmak: Elle uzağa atmak.
Fıydırmak: Elle uzağa atmak.
-- G --
Gancık : Dişi .Mert olayan
,sözünde durmayan.
Galbır : Küçük gözenekli
buğday eleme eşyası.
Gatmar: Buğday ununun
hamurundan yapılan zeytin yağlı saç böreği.
Gara : Kara,Siyah
Gara Bılamaç : Kavrulmuş un
çorbası.
Garga: Karga.
Gidişmek: Kaşınmak.
Girişme: İşe başlama.
Gursak: Boğaz.
Gücüle: Şimdi,yeni.
Garga: Karga.
Gidişmek: Kaşınmak.
Girişme: İşe başlama.
Gursak: Boğaz.
Gücüle: Şimdi,yeni.
Göbele : Babası belli olmayan
çocuk ya da zayıf ,öksüz hastalıklı keçi yavrusu.
Gönek : Gömlek
Gümül: Susam bitkisinin yolunduktan sonra deste halinde konulmuş şekli.
Gene: Bir daha.
Gümül: Susam bitkisinin yolunduktan sonra deste halinde konulmuş şekli.
Gene: Bir daha.
Geren : Toprak damların üztüne
atılan suyu az geçiren bir toprak türü.
Geremek :Kapatmak,engel oluşturmak.
Geliboturu: Geliyor.
Gözel: Güzel.
Golan: Yünden örülerek yük hayvanalrında kullanılan ip.
Geyin: Elbislerini giy hazırlan.
Güğüm: Büyükçe su ve süt koyulan kap.
Görek: Anahtar.
Geven: Sarı çiçeği olan iğne yapraklı bir bitki türü
Gocunmak: Çekinmek.
Gavaracı: Boş ve gürültülü konuşan.
Gatmak: Doldurmak.
Gunnamak: Eşeğin doğurması.
Ganırmak: Eğerek, Zorlayarak kırmak.
Gıran: Salgın hastalık,Kenar
Garanı: Karanlık.
Geliboturu: Geliyor.
Gözel: Güzel.
Golan: Yünden örülerek yük hayvanalrında kullanılan ip.
Geyin: Elbislerini giy hazırlan.
Güğüm: Büyükçe su ve süt koyulan kap.
Görek: Anahtar.
Geven: Sarı çiçeği olan iğne yapraklı bir bitki türü
Gocunmak: Çekinmek.
Gavaracı: Boş ve gürültülü konuşan.
Gatmak: Doldurmak.
Gunnamak: Eşeğin doğurması.
Ganırmak: Eğerek, Zorlayarak kırmak.
Gıran: Salgın hastalık,Kenar
Garanı: Karanlık.
Gupa : Kalın camdan yapılmış su
yada çay bardağı.
-- H --
Hı: Al buyur anlamında davet
sözü.
Hende: O, şu bu anlamında işaret zamiri.
Hende: O, şu bu anlamında işaret zamiri.
Heni :Hani
Hellik: Ekin biçerken
parmaklara takılan ağaçtan yapılmış aygıt
Haa: Hayır anlamında ünlem.
Havıt: Devenin üzerine oturmak
ya da eşya sarmak için yapılan semer.
Hobuçlamak : Çoçuğun yada yetişkin bir kimsenin annesi ya da başak birisi tarafından taşınmak maksadıyla, vücudun arka kısmında taşınması.
Holus: Buğday elemeye yarayan büyük gözenekli elek.
Holluk: Tavukların yumurtlama yeri, "folluk".
Harım: Bahçenin etrafına çalıdan örülen çit
Honi: dar ağızlı kapları su süt ya da yağ doldurmak için kulanılan huni.
Halva: Helva.
Hobuçlamak : Çoçuğun yada yetişkin bir kimsenin annesi ya da başak birisi tarafından taşınmak maksadıyla, vücudun arka kısmında taşınması.
Holus: Buğday elemeye yarayan büyük gözenekli elek.
Holluk: Tavukların yumurtlama yeri, "folluk".
Harım: Bahçenin etrafına çalıdan örülen çit
Honi: dar ağızlı kapları su süt ya da yağ doldurmak için kulanılan huni.
Halva: Helva.
Haleç : Ağaçtan yapılan koyun
yünü veya keçi kılından ip yapmaya yarayan aygıt.
Hangı: Hangi.
Hele: Öylemi sorusu.
Hoppala: Olurmu şimdi?
Halal: Helal.
Hatır: İtibar.
Hırlama: Köpeğin saldırı öncesi sesi.
Hoşbeş: Sohbet
Höşmerim: Süt kaymağından yapılan tatlı yiyecek.
Harar: Kıldan dokunan saman koymaya yarayan büyük çuval.
Höle: Şöyle.
Hora: Şurası.
Hötte: Orası.
Höteki: O anlamında.
He: Evet.
Hangı: Hangi.
Hele: Öylemi sorusu.
Hoppala: Olurmu şimdi?
Halal: Helal.
Hatır: İtibar.
Hırlama: Köpeğin saldırı öncesi sesi.
Hoşbeş: Sohbet
Höşmerim: Süt kaymağından yapılan tatlı yiyecek.
Harar: Kıldan dokunan saman koymaya yarayan büyük çuval.
Höle: Şöyle.
Hora: Şurası.
Hötte: Orası.
Höteki: O anlamında.
He: Evet.
-- I -- İ --
Iradıyo: Radyo.
Ilıca: Kaplıca.
Iram: Yünden dokunan yazgı.
Ilıca: Kaplıca.
Iram: Yünden dokunan yazgı.
İsan : İnsan
İhicik: işte anlamında.
İlik: Düğme.
Irbık: Topraktan yapılan ümzüklü su kabı.
Istar: Kilim dokunan tezgah.
Ivır Zıvır : Küçük önemsiz eşya.
İspirte: Kiprit.
İdare: Gaz ile yanan altı honi,üstü camsız,fitilli lamba.
İhicik: işte anlamında.
İlik: Düğme.
Irbık: Topraktan yapılan ümzüklü su kabı.
Istar: Kilim dokunan tezgah.
Ivır Zıvır : Küçük önemsiz eşya.
İspirte: Kiprit.
İdare: Gaz ile yanan altı honi,üstü camsız,fitilli lamba.
- K -
Kırkmak: Makasla kesmek.
Kancık: Dişi.
Külür: Mısır (Darı)'nın çekirdeklerini sardığı kısım.
Külüstür: Çok eski.
Koruk: Üzümün olgunlaşmayanı.
Kerli: Kazançlı.
Kurdeşen: Allerji.
Kıpçık: Çokhareketli, Yerinde duramayan.
Kızan: Aileden çocuklar.
Kecek: Elbise, Giyicek.
Kavıl: Anlaşma, Sözleşme, Kavil.
Kese: Bezden yapılan torba.
Kuzluk: Koyun ve keçi yavrularının beklediği yer.
Kamçı: Harman dövme sırasında atlarınhızlanması için vurulan tesbi ağacı dalı..
Kancık: Dişi.
Külür: Mısır (Darı)'nın çekirdeklerini sardığı kısım.
Külüstür: Çok eski.
Koruk: Üzümün olgunlaşmayanı.
Kerli: Kazançlı.
Kurdeşen: Allerji.
Kıpçık: Çokhareketli, Yerinde duramayan.
Kızan: Aileden çocuklar.
Kecek: Elbise, Giyicek.
Kavıl: Anlaşma, Sözleşme, Kavil.
Kese: Bezden yapılan torba.
Kuzluk: Koyun ve keçi yavrularının beklediği yer.
Kamçı: Harman dövme sırasında atlarınhızlanması için vurulan tesbi ağacı dalı..
- L -
Laf Ebesi: Çok laf bilen.
- M -
Mana Bulmak: Ayıplamak.
Mıh: Çivi.
Mızıramak: Gözyaşı dökerek mırıltılı nazlanmak.
Muvar-Muğar : Pınar, Çeşme.
Mutaf: Kilim tezgâhı.
Mana: Eski oyunlarda kale
Mana Bulmak: Ayıplamak.
Mıh: Çivi.
Mızıramak: Gözyaşı dökerek mırıltılı nazlanmak.
Muvar-Muğar : Pınar, Çeşme.
Mutaf: Kilim tezgâhı.
Mana: Eski oyunlarda kale
Mıhboku : İşe yaramaz,iş
görmez.Engel cıkaran,sıkıntı yaratan
Meymanatsız : Şekilsiz,düzensiz.
-N-
Nabar :Ne haber?
Nacap: Nasıl?
Nacak : Odun kesmek için
kullnılan kesici bir alet.
Netcez: Ne Yapacağız?
Nedecen?: Ne Yapacaksın?
Neddin: Ne Yaptın?
Ne Var-yok: Nasılsın gibi hal hatır sorma.
Narasın: Yok olduğunu üzülerek söylemek.
Nişleyon: Ne yapıyorsun?
Netcez: Ne Yapacağız?
Nedecen?: Ne Yapacaksın?
Neddin: Ne Yaptın?
Ne Var-yok: Nasılsın gibi hal hatır sorma.
Narasın: Yok olduğunu üzülerek söylemek.
Nişleyon: Ne yapıyorsun?
-O-Ö-
Oba: Komşu.
Oda : Hane ev.Büyük konak
anlamında da kullanılır.Eskiden köyümüzde yaşayan ağaların misafirlerini
ağırladıkları evler için kullanılır.
Oluk: Ağaçtan yapılmış çeşme borusu.
Obaçanaa: Komşuya çok giden kişi
Oklaaç: Yufka açmaya yarayan silindirik ağaç parçası.
Oku: Düğün davetiyesi
Oluk: Ağaçtan yapılmış çeşme borusu.
Obaçanaa: Komşuya çok giden kişi
Oklaaç: Yufka açmaya yarayan silindirik ağaç parçası.
Oku: Düğün davetiyesi
Ölgülük : Köyde evinde aile ve
akrabalardan birisi ölmüş ve cenazesi mezarlığa gömülmüş aile.
Öteberi: Küçük eşyalar
Öte: Uzak.
Örk: Hayvanı sikkeye bağlayan zincir.
Ötebaşa kadar: Sonuna kadar.
Öteberi: Küçük eşyalar
Öte: Uzak.
Örk: Hayvanı sikkeye bağlayan zincir.
Ötebaşa kadar: Sonuna kadar.
Özger :Rüzgar
-P-
Potur: Kıldan dokunan pantalon.
Potin: Bot.
Pardı: Toprak evlerin tavanına dizilen çam yarmaları.
Payam: Badem.
Poçu: Atkı, dolak.
Paytar: Veteriner.
Potin: Bot.
Pardı: Toprak evlerin tavanına dizilen çam yarmaları.
Payam: Badem.
Poçu: Atkı, dolak.
Paytar: Veteriner.
-S-
Sabı :Öksüz çocuk
Seyil: Sahil.
Seyitmek: Koşmak.
Safa geldin: Hoş geldin.
Silbiş: Bebeklerin beşikte çişini yaptıkları toprak kab.
Sibek: Bebeklerin beşikte çişini silbişe ulaşmasını sağlayan karğıdan yapılan boru.
Sacak: Üzerine tencere konulan demirden yapılan alet, sacayak.
Sefertası: Ağzı kapalı tencere.
Söğen: Harım yapmada kullanılan bir ucu yere çakılan ağaç.
Saar: Tasdik etme anlamında ek.
Sağan bakırı: Süt sağılan kab.
Söbü: Enli, uzun, söbe.
Samıt: Konuşamayan, duymayan kişi.
Sümürmek:Yiyeceği kaşıksız tabağından direk yemek.
Sıyrılmak: Sarılarak aşağıya inmek.
Savak: Büyük arıktan küçük arıklara suyun dağıtıldığı yer
Sırf: Devamlı.
Şıllık: Ahlaksız uçarı kız.
Şirlet: Şımarık.
Şindi: Şimdi
Seyitmek: Koşmak.
Safa geldin: Hoş geldin.
Silbiş: Bebeklerin beşikte çişini yaptıkları toprak kab.
Sibek: Bebeklerin beşikte çişini silbişe ulaşmasını sağlayan karğıdan yapılan boru.
Sacak: Üzerine tencere konulan demirden yapılan alet, sacayak.
Sefertası: Ağzı kapalı tencere.
Söğen: Harım yapmada kullanılan bir ucu yere çakılan ağaç.
Saar: Tasdik etme anlamında ek.
Sağan bakırı: Süt sağılan kab.
Söbü: Enli, uzun, söbe.
Samıt: Konuşamayan, duymayan kişi.
Sümürmek:Yiyeceği kaşıksız tabağından direk yemek.
Sıyrılmak: Sarılarak aşağıya inmek.
Savak: Büyük arıktan küçük arıklara suyun dağıtıldığı yer
Sırf: Devamlı.
Şıllık: Ahlaksız uçarı kız.
Şirlet: Şımarık.
Şindi: Şimdi
Şibbek : Terlik
Şööle: Şöyle.
Şööle: Şöyle.
-T-
Tacık: Yakın yer işareti.
Tüüsüz: Tüyü olmayan.
Tosba: Kaplumbağa.
Tas: Naylon veya metal bardak.
Tokuç: Çamaşır yıkarken kirin iyi çıkması için çamaşıra vurulan ağaçtan yapılan aygıt.
Dünek: Tavuk sığınağı.
Toru: Genç ağaç fidanı (Çam, Ardıç).
Tüüsüz: Tüyü olmayan.
Tosba: Kaplumbağa.
Tas: Naylon veya metal bardak.
Tokuç: Çamaşır yıkarken kirin iyi çıkması için çamaşıra vurulan ağaçtan yapılan aygıt.
Dünek: Tavuk sığınağı.
Toru: Genç ağaç fidanı (Çam, Ardıç).
Tokat : Hayvanların
dinlendirildiği,hava aldırıldığı etrafı harımlı küçük avlu,bahçe.
Tene: Buğday tanesi.
Telbis: herkese karşı iyi görünmek isteyen yalancı.
Taara: Tahra.
Tekdurmak : Uslu durmak.
Tene: Buğday tanesi.
Telbis: herkese karşı iyi görünmek isteyen yalancı.
Taara: Tahra.
Tekdurmak : Uslu durmak.
- U-Ü-
Ura : Un,Uğramak,geçmek,yolu
düşmek,ziyaret etmek.
Uhraçana: Buğday ekmeği yaparken üzerine konan unun kabı.
Ünneme: Yüksek sesle seslenmek, bağırmak.
Uhraçana: Buğday ekmeği yaparken üzerine konan unun kabı.
Ünneme: Yüksek sesle seslenmek, bağırmak.
Üvendire : Bir ucunda yassı
demir,diğer ucunda sivri çivi olan 2-2,5 metre uzunluğunda sopa
-V-
Voyn: Yakındaki kişiye
seslenmek hitap etmek.
Vıyn: Uzaktaki kişiye seslenmek. (hey anlamında).
Vıyn: Uzaktaki kişiye seslenmek. (hey anlamında).
-Y-
Yaalık: Yağlık, mendil
Yaba: Harman döverken çeç
savurmaya yarayan tahta aygıt.
Yapa: Baharda kesilen koyun tüyü.
Yakım Yakmak: Başkası hakkında mani ve tekerleme söylemek.
Yapa: Baharda kesilen koyun tüyü.
Yakım Yakmak: Başkası hakkında mani ve tekerleme söylemek.
Yalakçı : Sürekli
gezen,kokulayan
Yalak: Köpeğin su içtiği yer.
Yalak: Köpeğin su içtiği yer.
Yamır : Yağmur.
Yamalık : Giyilen elbiselerin
yırtılan ya da delinen yerlerine dikilen bez parçası.
Yamalık Çıkısı : içinde eski
bez ve elbise parçalarının saklandığı kare köşeler, birleştirilip
bağlanmış bez.
Yana : Çok yakın kimseye veya
arkadaşa hitap seslenme sözcüğü.
Yargın : Vücudun omuz ile
kuyruk sokumu arasında kalan arka kısmı.
Yarma Daşı : aR
Yavan: Tatsız,tuzsuz.
Yavız : İyi güzel tam istendiği
gibi.
Yığın: Buğday destelerinin
çapraz olarak sıralanması.
Yular: Eşşeği çekmek ve bir yere bağlamak için başına bağlanan deri ya da ipten yapılan düzenek
Yular: Eşşeği çekmek ve bir yere bağlamak için başına bağlanan deri ya da ipten yapılan düzenek
-Z-
Zere: Buğday.
Zapıramak: Hızlı koşmak.
Zaamat: Zahmet.
Zapıramak: Hızlı koşmak.
Zaamat: Zahmet.
Zemeri : Kış Mevsimi.
Zıbın : Eskiden kadınların
giydiği üç etek de denilen, özel bir kesim dikim ve işlemeleri
olan elbise.
Eklenti
Başlığı Eklenti Kodu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder