1970 yıllarına kadar haritada yeri bulunmayan ve bilinmeyen, hatta Antalyalıların yerini ve ismini bilmediği ilçemizde; turizmin başlamasıyla birlikte 1987 yılından sonra etraflardan ve başka illerden insanlar çalışmak ve yatırım yapmak üzere göç etmeye yerleşmeye başladılar.
Daha önce Elmalı"ların bile " bakla delisi" olarak horladıkları bu bölgede, sanayi, ticaret ve imalat bulunmadığından ve ulaşım ve iletişim çok zor olduğundan imkanı olan herkes buradan kaçmaya çalışıyordu."Önü yaş, arkası, taş, durma kaç" tekerlemesi o yıllarda halk arasında çok yaygındı.
1987 yıllarından sonra " durma kaç " kelimesi söylenmez oldu,"orada, babamızdan, dedemizden yerler var onları değerlendirelim para kazanalım" düşüncesi yaygınlaşmaya başladı. Kaş"a etraftan ve İstanbul, Ankara gibi yerlerden akınlar başladığında, buraları bakir, doğal ve ucuz gören her türlü yatırımcı ve maceracı bu bölgeye akın etti. Kimisi ucuz arsa ve araziler kapattı, kimileri otel, pansiyon gibi yatırımlar yaptı. Kimilerinin burada hayalleri söndü ve paraları eridi gitti, hayal kırıklıkları ile geriye döndüler.
Bu dönemlerde daha önce, kapalı bir hayat yaşamış bu bölgeye rol model olacak, insanlığı, dostluğu ve hayırseverliği ile örnek olacak kimseler buraya gelip yatırım yapmadı. Gelenlerin çoğu; burasının ucuz ve bozulmamış olmasından yararlanmak isteyen kişilerdi.
Bu bölgede yaşayan ve birden, çok para kazanan yerli halk da, bu turistik akın ve kazançlar yüzünden dengesini kaybetti. Bu fırsattan yararlanmak için siyasetin bütün kirli oyunlarını kullanarak, kısa zamanda daha çok para kazanmanın yollarını aradılar. İşte bu arada geçmişten gelen töreler, adetler, insanlığın temel kuralları hepsi unutuldu gitti, hepimiz birer küçük kapitalizm canavarına dönüştük. Falanın oğlu bunu, filanın kızı şunu yapmış diye kıyaslamalarla herkes birbirini yarışa soktu.
Hiç ev ihtiyacı olmayan, parası olan aileler bile tapusuz yerlerde kaçak inşaatlar yapıp bu furyadan yararlanmanın yollarını buldular. Turizm furyasının başlamasından sonraki 20-25 yıl kadar baktık ki yepyeni bir toplum ortaya çıkmış. Bu toplumun tek amacı bu furyadan " iyi para kazanmak" olmuş. Dışarıdan yerleşenlerin bize iyi rol model olmaması ve bizim de geçmişten sağlam bir kültürümüz ve töremiz olmaması karşısında, anki bölge kötü adamlar şehri haline gelmiştir. Günlük sohbetlerimizde herkes hasmının, akrabasının veya komşusunun hep "kötü yanlarından" bahsetmektedir.
İlçemizde, iyilik yapan, dini açıdan hayır yapan, sevap işleyen çok örnekler yoktur. Dünün 1968 kuşağının devrimcileri, ülkücüleri, İslamcıları ideallerinden uzaklaşmışlar, tek bir amaç uğrunda (para kazanmak) sessizce birleşmişler, aralarındaki siyasi kavgayı bitirmişlerdir. Ben bu ilçenin bir vatandaşı olarak; düzgün hayatıyla, yaptıklarıyla övünebileceğim hiçbir hemşehrimi göremediğimden dolayı çok üzgünüm. Ben küçük iyilikler yapan iyi niyetli kimseleri bu sınırlamanın dışında tutuyorum. Asıl anlatmak istediğim büyük oynayan, büyük kazanan veya büyük görünenlerdir.Kimsenin, ilçenin Kötü Adamlar Şehri(K.A.Ş.) " gibi algılanmasına neden olma hakkı yoktur.
Kaş halkı olarak bunu hak etmediğimizi, siyasi partilerin, STK.ların,toplum önderlerinin bu kötü gidişe dur demesini ümitsizce bekliyorum.
Kaynak : Hayatın İçinden-Av.Salim CENGİZ (Kaşaydınhaber Gazete-Matbaa)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder