CANAVAR DAĞLARDAN İNERSE…
Kaş Gökçeören köyü İzne Mevkiinde, kış ayının son günlerini ama en acımasız zamanlarını yaşıyoruz.
Kış koşulları dağlara çıktıkça kara iklimi ile buluşur, bulutların gelip sizi içine aldığını fark edersiniz.
Bazen elli metre önünüzde ne olduğunu bilmeden koyulursunuz yola.
Doğa koşulları ve acımasız rüzgarlar, şimdi keçileri, buzağları sıkı sıkıya saklama zamanı olduğunu fısıldar. Gece Akdağlardan aşağılara aç inen kurtlar, sabah aldığınız haberlerle sizi ürkütür.
İşte geçen sabah daha yüzümü bile yıkamadan duyduklarım. Doğal hayatı koruma gereği,milli park sınırları içine alınan bazı ormanlık alanlardan, aç hayvanların İzne mevkiimize kadar inerek tam sekiz koyunu boğazladığını öğreniyorum.
Canavar diyor buranın halkı, kurttan daha büyük ve iri olduğunu, acımasızca girdiği ağıllarda, tüm hayvanları boğarak öldürdüğünü öğreniyorum. Doğanın, gerçek kuralları, bizlerin dağlarda unuttuğu, yaşam koşulları.
Bizimle Mektephan'da üç yıldır çalışan, evi hemen okulumuzun yamacında olan Yusuf Usta ile konuşuyorum. Anlatıyor hararetliçe;
-Ayşe Hanım diyor, kışın buralara çokça iner bu canavar, huyudur yemediğini de boğar atar, izini tüm sürünün üzerine bir damga gibi vurur.
Şaşkın gözlerle dinliyorum Yusuf'u, öyle ya anlattıkları aslında bizlerin unuttuğu yaşam gerçeklerinin ta kendisi. Geçen kış siz annenizi ziyarete gittiğinizde de, domuz sürüsü inmişti aşağılara. Ortalama otuz domuz vardı. Hepsi bir gecede gelip su borularımızı patlatmıştı,
hatırlamadınız mı? Evet diyorum usulca Yusuf'a, Evet hatırladım.
Hatırlamıştım…
Geçen sene kışın annemi ziyaret için İstanbul'a gitmiştim. Ziyaret bitimi koşarak geldiğim Kaş'a, Mektephan'a özlemle sarılmıştım. Dağlarda yaşamanın keyfi bir başka.
Zaman telaşınız yok, onu tanımak için, güneşin batışını takip etmeniz yeterli. Sabaha vardığınızı ise mahallenin uyanış seslerinden ve telaşlarından anlarsınız.
Buralara yerleştiğimden beri, koluma saat neredeyse hiç takmadım. İnsan böylesine doğa ile iç içe yaşayınca şehir hayatı korkunç geliyor. İnanın ne girdiğim trafik ne de gökyüzüne uzanan gökdelenler beni hiç etkilemedi hatta manasız ve ego dolu geldiler.
Gözleriniz alışık olduğunuz Sedir ormanlarını görmek istiyor. Artık kendi adıma, şehir hayatı denilen o kocaman sosyal alışveriş çılgınlığına yer veremem, İzne'de soluduğum her nefes tarifi imkânsız bir zihin açıklığı ve iştah yaratıyor yaşama karşı. Kurtlar nasıl acıkmasın…
Özlemle inip uçaktan, Dalaman üzerinden hızlıca bir transferle Kaş'a iki buçuk saatte varıyorum eh artık oradan yukarı İzne'ye çıkmak çocuk oyuncağı. Mektephan'a çıkarken tüm Kaş'ı, adaları ve Meis'i seyrediyorum. Bir dergi kapağını andıran bu muhteşem görüntü, İzne-Yeniköy sapağına kadar devam eder.
Yol boyunca eşsiz Likya toprakları, mevsim mevsim çiçekleri ile sizi karşılar. Gözlerimi iyice dolduruyorum bu güzelliklerle, şimdi diken çiçeklerinin zamanı. Mektephan'ın kapısına geldiğimde yine Yusuf Usta karşılıyor beni.
-Hoş geldiniz Ayşe Hanım, özlettiniz…
Ne güzeldir özlendiğinizi duymak ve sevilmiş olduğunuzu bilmek, inanın bir avuç kuru lafdan daha önemlidir bu iki kelime; kendini özletmek. Gülümsüyorum Yusuf'a, tokalaşıyoruz sıkıca, herkes iyi mi, her şey yerinde mi Yusuf? diyorum.
Valizlerimi orada bırakıp koşarak ön bahçeye iniyorum. Sincaplar yerli yerinde oynaşıyorlar bahçede, serada ıspanaklar beni özlemiş, atölyenin kapısı heyecanla onu açmamı bekliyor. Telleri sallayarak bana sesini duyurmaya çalışan Hatçe teyzeme el sallıyorum. Bir çırpıda ses ediyor, Hoş geldin Ayyşaa kız, hoş gelmişsen.
Arkasına kattığı keçilerini indiriyor kuyulara, derin bir nefes alıp içime, yeniden burada olmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyorum. El sallıyorum keçilere, dikenlere, hemen yakınımda duran, Gökçeören'e. Kezlerce bakıyorum İzne'nin yonca ekili, arpa ekili tarlalarına, özlediğim bu coğrafyaya yeniden merhaba diyorum.
Samimiyetine tek güvenebildiğim, güçlü enerjisi ile Likya, Teke yarımadasına tekrar merhaba diyorum.
Dağlarda ki aç kurtlara, susuzluktan sürü sepet inen domuzcuklara merhaba diyorum.
Mektephan’dan…
Ayşegül SAVAŞ
KAYNAK : Kaşaydınhaber Gazete-Matbaa
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder